15 Mayıs 2012 Salı

Sezon: 2011-2012

St.Pauli


2011-2012 sezonu geride kaldı. Ligi dördüncü sırada tamamlayarak sadece seneye hangi ligde oynayacağımız belli oldu, ne bir şey eksildi ne de azaldı.


Sezonun bitmesi ile yaprak dökümü başladı. Önce Max Kruse, Deniz Naki sonra millerntor gegengerade ve Andre Schubert. Son hafta paderborn maçı sonrası millerntorda duygusal anlar yaşandı. Bu bir vedaydı. İnsanlar bir yandan efsanevi gegengerade tribününden kendilerine hatıralar alırken bir yandan da yolları ayrılan Deniz Naki gibi oyuncularla vedalaşıyordu.

Sezon boyunca federasyon ve  yayıncı kuruluş bir çok maçta protesto edildi ancak pazartesi maçları oynanmaya devam etti. Ultra Sankt Pauli tribününden çıkan koreografiler yine göğsümüzü kabarttı. Hele ki Eintracht Frankfurt maçında yapılan ve Braunschweig maçında yapılan   tribün şovları uzun süre unutulmayacak türdendi. Ayrıca kahverengi-beyazların  polisin ve federasyonun Hansa Rostock taraftarının St.Pauli deplasmanına taraftar getirmeme yasağına verdiği tepki tamda bize yakışan şekildeydi. Neden bu takıma yakın olduğumuzu bir kez daha kanıtlar nitelikteydi.
Stat tribünlerinin yenilenmesi taraftarlar için hassas bir konu hala. Yeni reklam alanları, yüksek fiyatlı koltuklar stadyum isim hakkı ve tabi ki localar. Taraftarların önceliklerini görmezden gelecek bir sistemin kurulması tabi ki kabul edilemez ve edilmeyecektir.





ESKİŞEHİRSPOR


Sonunda Türkiye kupasını taraftar kadar önemsemek akıllarına geldi de bu sene yarı finale kadar geldik. İzmir'de saçma sapan yenilmemiz dışında bence kupada iyi işler yaptık. Sezon içindeki üçüncü antrenör ile zaten bir başarı beklemekte hayalperestlik olmaz mıydı. 
Birde Halil Ünal meselesi var tabi. Geçen televizyon seyrederken alt yazıda gördüm beni hiç şaşırtmayan demeci. "Halil Ünal:Gelecek sezonunun hazırlıklarına başlayacağız. Yönetim kurulumuz ve teknik heyetimizle gerçekleştireceğimiz toplantılarla önümüzdeki sezonun yol haritasını çizeceğiz. Eskişehirspor'a yakışan futbolcuları transfer etmek için kolları sıvadık. Gelecek sezon da bütün hedefleri kovalayan bir Eskişehirspor izlettireceğiz." Bu sözleri kaçıncıya duyduk kim bilir. Bide takımımıza yakışan futbolcu tanımlamasını kullanmayan süper lig başkanı var mıdır acaba. Bu kafa hala yönetimde hala tek adam gibi coştukça coşuyor. Sezon başı ayrı sezon sonu ayrı telden açıklamalar, şike soruşturmaları hakkında garip garip açıklamalar...
Taraftarın bu kadar güçlü olduğu kaç kulüpte böyle bir başkan görevine nasıl devam eder ki yıllarca ? Tabi ki taraftardan destek göremedikçe devam edemez. Kimsenin harcadığı zamanı, emeği ya da çabayı görmezden gelmiyorum, yok saymıyorum sadece takımımın daha iyi bir yönetilebileceğini ve bunu hakkettiğini düşünüyorum.

Tribün kültürüne büyük darbe vuran yeni kurallar ve uygulamalara verdiğimiz cevap kesinlikle şahane idi. Basının buna görmezden gelme çabası zaten işin ne kadar büyük olduğunu kanıtlıyordu. Maalesef başka tribünlerden cılız seslerin dışında bir protesto çıkmadı. Her zaman Eskişehirspor taraftarında biraz anarşi duygusunun olduğunu düşünmüşümdür. En güzel dışa vurumu da böyle oldu. Gidip polis arabası devirip yakmak demiyorum ama bazen de sürüden ayrılmak lazım.