5 Temmuz 2012 Perşembe

St.Pauli: temmuz2012

St.Pauli 2012/2013 kadrosu


Ağustos başında lig başlıyor ve takım yavaş yavaş vites yükseltmeye başladı. Defansa Florian Mohr,  Sören Gonther hücum hattına ise Lennart Thy ve Daniel Ginczek dahil edildi. Daha transfere ihtiyaç var gibi gözükse de takımın durumu hazırlık maçlarında kendini gösterecek. Deniz Naki hala bir takımla anlaşmadı. Bazı dedikodular var ama kim bilir belkide geri döner.

Almanya'da türk takımlarının hazırlık maçı yapması yasaklanması St.Pauli-Fenerbahçe maçını riske soktu ama maçın Avusturya'da oynanacağı belirtildi. Alman federasyonu bu sefer benimde mantıklı bulabileceğim bir karar verdi. Belkide daha önceleri vermeliydi. Ayrıca stattaki inşaat artık bir tribüne benzemeye başladı. Tamamlandığında sıra kale arkasına gelecek.






Tam bir yıl oldu buraya bir şeyler karalamaya başlayalı. Bu 36. gönderi. Ancak şimdi askeri durumlar söz konusu olduğu için ara vermek zorundayım.  Sezonun ilk yarısını kaçıracağım... YOHUM ! :)

ViVaSt.Pauli

23 Haziran 2012 Cumartesi

20 Haziran 2012 Çarşamba

sonsuz kadar gegengerade


2011/2012 sezonuna ait çok güzel bir poster. Posterin çekiciliği kesinlikle orijinal bir yöntemle oluşturulmasından çok efsanevi gegengerade'i içermesi. Şimdi onun yerine bol reklam panoları, localar, sponsor alanları, vip koltuklar yer alacak mı göreceğiz. Ayrıca osterde yer alan ancak yollarımızın ayrıldığı bir çok futbolcuda var.


OYUNCU GİTTİĞİ KULÜP OYNADIĞI MAÇ
Petar Sliskovic  Mainz 05 9
Fabio Morena SV Sandhausen 17
Carsten Rothenbach VfL Bochum 18
Max Kruse SC Freiburg 35
Petar Filipovic - -
Charles Takyi - 6
Deniz Naki - 21
Philipp Heerwagen  VfL Bochum -
Rouwen Hennings Karlsruher SC 7
Moritz Volz 1860 München 14

15 Mayıs 2012 Salı

Sezon: 2011-2012

St.Pauli


2011-2012 sezonu geride kaldı. Ligi dördüncü sırada tamamlayarak sadece seneye hangi ligde oynayacağımız belli oldu, ne bir şey eksildi ne de azaldı.


Sezonun bitmesi ile yaprak dökümü başladı. Önce Max Kruse, Deniz Naki sonra millerntor gegengerade ve Andre Schubert. Son hafta paderborn maçı sonrası millerntorda duygusal anlar yaşandı. Bu bir vedaydı. İnsanlar bir yandan efsanevi gegengerade tribününden kendilerine hatıralar alırken bir yandan da yolları ayrılan Deniz Naki gibi oyuncularla vedalaşıyordu.

Sezon boyunca federasyon ve  yayıncı kuruluş bir çok maçta protesto edildi ancak pazartesi maçları oynanmaya devam etti. Ultra Sankt Pauli tribününden çıkan koreografiler yine göğsümüzü kabarttı. Hele ki Eintracht Frankfurt maçında yapılan ve Braunschweig maçında yapılan   tribün şovları uzun süre unutulmayacak türdendi. Ayrıca kahverengi-beyazların  polisin ve federasyonun Hansa Rostock taraftarının St.Pauli deplasmanına taraftar getirmeme yasağına verdiği tepki tamda bize yakışan şekildeydi. Neden bu takıma yakın olduğumuzu bir kez daha kanıtlar nitelikteydi.
Stat tribünlerinin yenilenmesi taraftarlar için hassas bir konu hala. Yeni reklam alanları, yüksek fiyatlı koltuklar stadyum isim hakkı ve tabi ki localar. Taraftarların önceliklerini görmezden gelecek bir sistemin kurulması tabi ki kabul edilemez ve edilmeyecektir.





ESKİŞEHİRSPOR


Sonunda Türkiye kupasını taraftar kadar önemsemek akıllarına geldi de bu sene yarı finale kadar geldik. İzmir'de saçma sapan yenilmemiz dışında bence kupada iyi işler yaptık. Sezon içindeki üçüncü antrenör ile zaten bir başarı beklemekte hayalperestlik olmaz mıydı. 
Birde Halil Ünal meselesi var tabi. Geçen televizyon seyrederken alt yazıda gördüm beni hiç şaşırtmayan demeci. "Halil Ünal:Gelecek sezonunun hazırlıklarına başlayacağız. Yönetim kurulumuz ve teknik heyetimizle gerçekleştireceğimiz toplantılarla önümüzdeki sezonun yol haritasını çizeceğiz. Eskişehirspor'a yakışan futbolcuları transfer etmek için kolları sıvadık. Gelecek sezon da bütün hedefleri kovalayan bir Eskişehirspor izlettireceğiz." Bu sözleri kaçıncıya duyduk kim bilir. Bide takımımıza yakışan futbolcu tanımlamasını kullanmayan süper lig başkanı var mıdır acaba. Bu kafa hala yönetimde hala tek adam gibi coştukça coşuyor. Sezon başı ayrı sezon sonu ayrı telden açıklamalar, şike soruşturmaları hakkında garip garip açıklamalar...
Taraftarın bu kadar güçlü olduğu kaç kulüpte böyle bir başkan görevine nasıl devam eder ki yıllarca ? Tabi ki taraftardan destek göremedikçe devam edemez. Kimsenin harcadığı zamanı, emeği ya da çabayı görmezden gelmiyorum, yok saymıyorum sadece takımımın daha iyi bir yönetilebileceğini ve bunu hakkettiğini düşünüyorum.

Tribün kültürüne büyük darbe vuran yeni kurallar ve uygulamalara verdiğimiz cevap kesinlikle şahane idi. Basının buna görmezden gelme çabası zaten işin ne kadar büyük olduğunu kanıtlıyordu. Maalesef başka tribünlerden cılız seslerin dışında bir protesto çıkmadı. Her zaman Eskişehirspor taraftarında biraz anarşi duygusunun olduğunu düşünmüşümdür. En güzel dışa vurumu da böyle oldu. Gidip polis arabası devirip yakmak demiyorum ama bazen de sürüden ayrılmak lazım.




23 Nisan 2012 Pazartesi

Tribün Kültürü

St.Pauli yine yüzümüzü güldürdü bu hafta sonu.

Sezonun ilk yarısında olduğu gibi yine 3gol attık Rostock kalesine. M.Ebbers geçen hafta yaptığı yetmezmiş gibi bu haftada yine kahraman olmayı başardı.

 Taraftarlar faşistlere ilk maçta yaptıklarının dersini kendilerine yakışan bir şekilde vermeye hazırlanırken salakça bir kararla karşı karşıya kaldılar. Artık St.Pauli'nin karşısında sadece sağcı Rostock taraftarı değil, onları deplasman taraftarına saldıracak kadar gözü dönmüş holiganlar olarak gören polislerde vardı. Hansa Rostock taraftarının maça alınmayacak olması kabul edilemezdi. St.Pauli taraftarı bu keyfi uygulamayı tüm Almanya'daki taraftar kültürüne bir saldırı olarak gördü. Maç öncesi Millerntor-Stadion çevresinde protestolar vardı. Maçı izleyemeyecek H.Rostock taraftarları ise trenlerle gelip Altona'da bu karara karşı gösteri yaptı. Maçtan sonrada tahrik edici tavırlarına devam eden aynasızlara ise istedikleri şeyi vermek şart olmuştu :)


Gözden kaçırılmaması gereken şey St.Pauli'nin faşistlere, sağcılara kısacası kendinden farklı düşünen insanlara karşı yapılan bir haksızlığa karşı sessiz kalmamasıdır.

 Sanırım bu duruşu en güzel Alman papaz Martin Niemöller'in sözleri anlatıyor;
"naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. sonra yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü yahudi değildim. sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. sonra katolikler için geldiler ve bir şey demedim çünkü katolik değildim. ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı."






Çok yaşa sen St.Pauli



13 Nisan 2012 Cuma

play-out'a gitmek için için son çağrı

Ligin bitimine 4 hafta kaldı. Bundesliga1'e direk çıkacak iki takım hemen hemen belli gibi ancak play-out oynayacak diğer takım olabilmek için aday üç takım bulunmakta.



ST.PAULI(56) DUSSELDORF(57) PADERBORN(55)
31.Hafta Greuther Fürth  (D) Dynamo Dresden (D) Energie Cottbus
32.Hafta Hansa Rostock Union Berlin Karlsruher   (D)
33.Hafta Dynamo Dresden (D) Greuther Fürth  (D) FSV Frankfurt
34.Hafta Paderborn 07 Duisburg St. Pauli    (D)

FORTUNA DUSSELDORF
Üçüncü sırada yer alan takım şuanda yerini korumak için büyük bir çaba harcamakta. Sezonun ikinci yarısı oynadığı 13 maçta sadece 3 galibiyet alabilen  Düsseldorf   ilk yarı aldığı 41 puanın avantajı ile bugüne kadar geldi. Beraberliklere razı olan bir oyun tarzını benimsemeleri diğer takımlara arayı kapatma şansı verdi. Bugün lig lideri olan G.Fürth ile belkide çıkmayı garantilemiş durumda iken 33.haftada oynayacak olmaları onlara son dört maçını da hedefleri olmayan takımlarla karşılaşma şansı verecek.

ST.PAULI
En zor maçına bu hafta çıkacak kahverengi-beyazlar sakatlıkların bir bir geçmesi ile tekrar gücünü topladı. Bu zorlu maçı üç puanla geçerlerse konsantre olması hiçte güç olmayan H.Rostock maçı onları bekliyor olacak. Bu maçtan en az zararla (sakatlık, kırmızı kart, saha kapatma ...) çıkıp play-out a Bundesliga1'den Hamburg'un gelmesini beklemek nede güzel olur.  Greuther Fürth'ü geçemezsek st.pauli için için içemeye devam!



PADERBORN 07
Play-out için savaşan takımlar arasında en zorlu fikstüre sahip ekip Paderborn. Ligin son haftası St.Pauli deplasmanına gelecek olmaları onların en son düşündükleri maç şuanda. Küme düşmemek için artık son şansları olan üç takımla arka arkaya oynayacak olmaları bu savaşta ağır yaralar almalarını muhtemel kılıyor.

12 Nisan 2012 Perşembe

Adam king beyler


Marius Ebbers eliyle attığı gol hakkında hakemle konuşuyor. Hakemi ikna ediyor.
Ardından hakem golü iptal ediyor. Dakika 80 maç 1-1.

3 Mart 2012 Cumartesi

hem pazartesi hem deplasman

 24. haftada yine bir pazartesi maçı...
 1860 München deplasmanı sonrasında son 10 maçlık periyot başlayacak. Bundesliga 1'e bir çok talip var gibi görünse de bu haftalarda, düğümün çözülmesine daha çok zaman var. 2.devrenin başlaması ile 4 maçta 7 puan toplayabilen St.Pauli bu maçta 3 puanı rakibine verirse onuda potaya sokacak ve bu zorlu yolda bir rakip daha kazanacak. Kadroyu daraltacak sakatlıklar olmasa da Fabian Boll dışında formu ile dikkat çeken başka bir isim de bulunmuyor. 


 Kim bilir belkide 2009/2010 sezonunda olduğu gibi son haftaya kadar sürer yükselme mücadelesi. Bugün lider olan  Greuther Fürth'ü o sene çok acayip bir maçta yenerek çıkmayı 33. haftada garantileyen St.Pauli, aynısını 31.haftada yine Greuther Fürth deplasmanında yapar. Augsburg ile ikincilik savaşına 33. haftada G.Fürth deplasmanında aldığı galibiyet ile son vermişti St.Pauli. İlk yarısını 1-0 geride kapatan kahverengi-beyazlar son 45 dakikada bulduğu 4 golle ikinci olmayı garantilemişti. Yukarıdaki videoda o günden...

8 Şubat 2012 Çarşamba

Var mı böyle kamp?




 
Burası Mallorca. 2009/2010 sezonunu devre arası kampı. Takım mallorca sokaklarını yakıyor. Deniz Naki yine baş rollerde. Kamp öyle bir geçiyor ki St.Pauli sezon sonunda Bundesliga 1'e yükseliyor. 

1 Şubat 2012 Çarşamba

Çok Özledik !

 Sonunda ikinci yarı başlıyor. Yaklaşık 45 günlük bir aradan sonra St.Pauli 4 şubatta Alemannia Aachen deplasmanına çıkıyor.  19 maçta 39 puan toplayan St.Pauli şuanda dördüncü sırada ve birinci ile arasında sadece üç puan fark bulunmakta.
 İlk hazırlık maçını eski dost Holger Stanislawski'nin çalıştırdığı Hoffenheim ile 15 ocakta oynayan St.Pauli devre arasında kamp için bir çok Alman takımının aksine genelde tercih ettikleri İspanyanın yolunu tuttu.  Korsanlar burada 2 hazırlık karşılaşması oynadı. Fakat hava şartları kampın ilk günlerinin zor geçmesine neden oldu. Güneşin yüzünü göstermesi zaman alsa da yerel ligde yer alan CF Gandia ile oynan maçı 1:2 kazandı. Üç gün sonra ise rakip Wilsa Krakow ile 2:2'lik beraberlik ile sahadan ayrıldı. Almanya'ya geri dönen St.Pauli son hazırlık maçında ise Grasshopper Club Zürich'i millerntor'da konuk etti ve maç 1:1'lik beraberlik ile son buldu.

Ligi ilk ikide tamamlayıp Bundesliga1'e çıkması için önünde sadece 15 maç bulunan St.Pauli Ralph Gunesch ve Rouwen Hennings gibi oyuncuları kaybederken kadrosuna bir kaleci daha katarak Philipp Heerwagen'i renklerine bağladı.

Deniz Naki her zamanki gibi ortamın neşe kaynağı.

FOTOĞRAFLAR:INSIDE-PICTURE / Selim Sudheimer

10 Ocak 2012 Salı

ölene kadar


Hemen hemen içerideki tüm maçların sonunda görebilirsiniz bu türkçe pankartı 
ayrıca adamlar haklı :))

EDIT: [14.02.2012]
 Dostlar dediğini yapmış yeni bir pankart daha hazırlamışlar...